10 Mayıs 2014 Cumartesi

ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE HAKKINDA BİLGİ

Taç kapının hemen üzerinde üç yönden akan yazıttan Çifte Minareli Medrese'nin, İlhanlı veziri Sahip Şemseddin Mehmet Cüveyni tarafından 1271/72 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır.
Yapının günümüze çıkan tek özgün yanı, görkemli ön cephesidir. Geriye kalan bütün bölümleri, tarih bilincinden yoksun yöneticiker tarafından yıktırılmıştır. Bu olağanüstü girişi yıkılmaktan kurtaran Halil Ethem Bey olmuştur.
Yapının 1882 yılında hastane, daha sonra da okul olarak kullanıldığı tarihi kaynaklardan anlaşılmaktadır. O dönem Doç. Dr. statüsünde olan Haluk Karamağaralı başkanlığında 1965-71 yılları arasında yapılan çalışma, yitirdiğimiz yapıların temel duvarlarını ortaya çıkarmıştır. Sırtınızı Şifahane'ye veriip bu yapıyı biraz dikkatle izlediğinizde bütün öğelerle bir devinimin amaçlandığını görebilirsiniz. bu devinimi önce duvarlardaki bitkisel ve geometrik biçimli süslerin ve yanlardaki mukarnaslı nişlerin köşelerdeki yivli yarım kulelerle çelişik uyumunun sağladığı görülmektedir. Bu doku, mimarların cephe mimarisi dedikleri mimari ayrıntının gelişimi açısından yeni bir aşama ve süsleme sanatı için de zengin bir örnek sayılmaktadır.
Dışarı çıkıntı yapacak köşeler burada yuvarlatılmıştır. Bu durum, iki minarenin kaidesinin de aşağıdan başladığı duygusu uyandırmaktadır. Oysa iki minare de kapının üzerindeki kare kaideye dayanmakta, silindirik gövde daha sonra başlamaktadır.
Cephe bir bütünlük içinde yorumlanırsa, sağlam bir mimari anlayışın ve yinelemelerden kaçınan süslemeciliğin egemen olduğu açıktır. Minarelerin çinili ve sırlı tuğlalı bezemeleri de düşünülürse, Anadolu medreseleri içinde özgün bir yapıtla karşı karşıya olduğumuz anlaşılacaktır. Yapı; açık medreseler içinde dört eyvanlı, açık avlulu ve iki katlı olarak kesme taştan yaptırılmıştır. Medrese, Dar-ul Hadis(Hadis Okulu) adıyla da bilinmektedir. birtarihsehri.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder